• Yeni bir nesil,yeni bir soluk yolunda dünya standartlarına eş değer hizmetler

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Rehberi

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ REHBERİ

kıbrıs-türk

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (kısaca KKTC) veya Kuzey Kıbrıs, Akdeniz’de bulunan en büyük üçüncü ada ve Anadolu yarımadasının 65 km güneyindeki Kıbrıs adasının kuzey kısmında yer alan devlettir.

Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmaz.

Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi kuruluşlar ve uluslararası toplum tarafından Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Türkiye işgali altındaki toprağı olarak nitelenir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne uluslararası toplum tarafından ekonomi, ulaşım, spor gibi alanlarda ambargolar uygulanır.

Ambargolardan dolayı ekonomik olarak Türkiye’ye bağımlı hale gelmiştir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türkiye tarafından ekonomik, siyasi ve askerî olarak desteklenmektedir.

2010 yılı itibarıyla 2.66 milyar TL olan devlet bütçesinin %32.6’sını Türkiye’nin ekonomik yardımları oluşturur.

Buna karşın 2001 yılından itibaren ekonomide hızlı bir büyüme yaşanmış; ancak ülke 2000’li yılların sonlarından itibaren ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlamıştır.

TARİHİ

Tarihi boyunca birçok ulusun egemenliği altına giren Kıbrıs MÖ 1500 yılı civarında Antik Mısırın, MÖ 1320 yılı civarında Hititin ve MÖ 1200’li yıllarında tekrar Mısır’ın, MÖ 1000 yılı civarından Fenikelilerin ve MÖ 709’da Asurluların egemenliği altına girdi.

MÖ 669’da bağımsızlığını kazandıysa da tekrar Mısır firavunu Amasis tarafından alındı.

MÖ 545’te Pers Ahameniş İmparatorluğu’na geçti ve MÖ 333’te İssus Muharebesinde Persleri yenen Büyük İskender’in egemenliği altında özerklik tanındı.

Bu tarihten sonra adada Yunan kültürü önem kazandı.

MÖ 58 yılında ada Roma İmparatorluğunun bir vilayeti haline geldi ve 350 sene boyunca Roma İmparatorluğu kontrolünde kaldı.

395’te, Bizans İmparatorluğu’nun bir parçası olan adada halk Putperestlikten yavaş yavaş Ortodoksluk mezhebine geçti.

1191 yılında Aslan Yürekli Richard Üçüncü Haçlı Seferi sırasında adaya yerleşti ve daha sonra adayı Tapınak Şövalyeleri’ne sattı.

1192 yılında adayı satın alan Guy de Lusignan ve soyu 1489’da Venediklilerin adayı alışına kadar Kıbrıs’ı kontrol ettiler.

VENEDİKLİLER DÖNEMİ

Kıbrıs’ta Venedik Cumhuriyeti hakimiyeti, 26 Şubat 1489’da başladı.

O dönemde adanın hakimi olan Lüzinyan kralı, Katerina Kornaro adlı bir Venedik soylusuyla evlendi.

Kral ölünce, ada Venediklilere kaldı.

Adayı yöneten Venedikli, Mağusa’da ikamet etmekteydi.

Venedikliler döneminde askeriyeye önem verilmiş, Mağusa’nınki başta olmak üzere kaleler sağlamlaştırılmıştı.

Lefkoşa Surları ise 8 milden 3 mile indirilerek yeniden yapılmıştır.

OSMANLI DÖNEMİ

Ana maddeler: Kıbrıs Eyaleti ve Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti

Kıbrıs’ın Osmanlı İmparatorluğu’nda denizci olan Piri Reis tarafından oluşturulmuş tarihi haritası.

Fetihden önce Kıbrıs, Doğu Akdeniz’deki Osmanlı Devleti’ne ait gemilerine akın yapan Hristiyan korsanlarının sığınağı haline gelmiştir.

Bu korsanlar genellikle deniz ticaret gemilerine ve hacca giden yolculara saldırarak buradaki yol güvenliğini yok etmektedir.

Bu gibi nedenlerden dolayı Kıbrıs’ın alınması gerekli görülmüştür.

Kıbrıs, II. Selim’in hükümdarlığı esnasında, Lala Mustafa Paşa komutasındaki ordu ve Piyale Paşa komutasındaki donanma tarafından,

1 Temmuz 1570’te başlayıp, 1 Ağustos 1571’de Mağusa’nın fethedilmesiyle Osmanlı idaresine girdi.

Kıbrıs’ın fethiyle Osmanlı Devleti, Doğu Akdeniz’e tamamen hâkim olmuştur.

15 Eylül 1570 tarihinde Lala Mustafa Paşa, tören ile Lefkoşa şehrine girmiştir.

Kıbrıs fethedildiği tarihte adada çok az sayıda Ortodoks Rum vardı.

Çünkü Venedikliler Katolik idi ve Ortodoks Kilisesi’ne yaşama hakkı tanımıyordu.

Osmanlı Devleti Ortodokslara serbestçe kilise kurma ve gelişme imkânı sağladı.

Böylece adada Ortodoks Kilisesi gelişti ve Katolik Kilisesi etkinliğini kaybetti.

1571 yılında Kıbrıs’ta yapılmış bulunan nüfus sayımında yerli halkın nüfusu 150.000’dir.

Burada bulunan Türk askeri ise 30.000 kadardır.

Fethin ardından Karaman’dan adaya göç ettirilen Türkler, adanın ilk Türk sakinleridir.

Bugün adada yaşayan Kıbrıs Türklerinin (Kıbrıs Harekatı’ndan sonra Türkiye Cumhuriyeti’nden gelenler hariç)

soyu bu Osmanlı idaresinde adaya gönderilen Türklerden gelmektedir.

BİRLEŞİK KRALLIK DÖNEMİ

1931 yılında Enosis taraftarı Rum gösterileri

Ana madde: Kıbrıs (Birleşik Krallık)

93 Harbi’nde Rus İmparatorluğu karşısında yenilen Osmanlı, Ruslara karşı fazla ödün vermemek amacıyla,

Birleşik Krallık’ın isteği üzerine ada 92.799 sterline kiralanmıştır.

Osmanlı mülkiyeti devam ediyor sayılmakla birlikte, yönetim tamamen Birleşik Krallık’a geçti.

Birleşik Krallık adayı “Komiser” diye tabir ettiği yüksek rütbeli yöneticilerle idare etmiştir.

1914’te başlayan I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın Birleşik Krallık karşısındaki Almanya’nın yanında savaşa girmesi üzerine

Birleşik Krallık adayı ilhak edip adaya vali tayin etti. 1923’te imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın 21. Maddesi gereğince,

Birleşik Krallık’a ilhakı tanındı.

1925 yılında Kıbrıs kraliyet kolonisi olarak ilan edildi ve adaya ilk Türkiye Cumhuriyeti konsolosu atandı

Ekim 1931’de itibaren Rumlar Enosis isteğiyle ayaklandı, Rumlar’ın Birleşik Krallık yönetimine karşı ayaklanması sonucu Birleşik Krallık’ın politikası sertleşti.

Yunan ve Türk tarihinin okutulması , iki ülkenin bayraklarının kullanılması ve Yunan ya da Türk ulusal kahramanlarının

resimlerinin sergilenmesi yasaklandı.

Türk topluluğu Enosis’e karşı olduğunu açıkladı.

1943 yılında Kıbrıs Adası Türk Azınlığı Kurumu (KATAK) kuruldu.

Fakat KATAK’ın faaliyetini yetersiz bulan Fazıl Küçük KATAK’tan ayrılmış ve 23 Nisan 1944’te Kıbrıs Millî Türk Halk Partisi (KMTHP)’ni kurmuştur.

Birinci Dünya Savaşı’nın ardından kolonilerin tasfiyesi eğilimi yaygınlaşınca, 18 Ekim 1950’de Kıbrıs Rum Ortodoks liderliğine III. Makarios seçilmiştir.

Yunanistan Hükûmeti 1954’te Birleşmiş Milletler’e ulusların kendi kaderlerini tayin haklarının (Self-determinasyon)

Kıbrıs için de uygulanması yolunda başvuruda bulundu. Türkiye’nin karşı çıktığı bu istek Birleşmiş Milletlerce reddedildi.

EOKA 1 Nisan 1955’te adada faaliyete geçti. Rumlar arasında Enosisçi-Anti Enosisçi çatışması başladı.

Türkiye ilk kez sorunda taraf olmayı kabul etti[kaynak belirtilmeli] ve 29 Ağustos’ta Londra’da Birleşik Krallık ve Yunanistan’ın katıldığı toplantıda,

Türkiye de temsil edildi.

15 Kasım 1957’de Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) kuruldu.

1958 yılında gündeme gelen Mac Millan Planı’na göre Kıbrıs’ın İngiliz Milletler Topluluğu içinde kalmasına ama

Türkiye ve Yunanistan’la da bağlara sahip olmasına karar verildi.

 

1960’tan 1974’e

1960’ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinde her iki toplum da nüfuslarına göre her kurumda yeterli temsil hakkına sahipti.

Fakat Kıbrıs Cumhuriyeti cumhurbaşkanı III. Makarios 30 Kasım 1963’te 13 maddeden oluşan anayasa değişikliği önerilerini sundu.

Bunlar arasında anayasanın değişmez maddeleri, Kıbrıs Türk’ü olan Başkan Yardımcısının veto hakkının ortadan kaldırılması,

Temsilciler Meclisinde ayrı çoğunluklar ilkesinin ortadan kaldırılarak kararların basit çoğunlukla alınması,

ayrı belediyelerin ortadan kaldırılması gibi maddeler de bulunmaktaydı.

ABD Başkanı Kennedy, Makarios’a bundan vazgeçmesini önerdi ve Türkiye değişiklikleri kabul etmeyeceğini bildirdi.

Kıbrıs Türklerinin de reddi üzerine Kıbrıs Rumları, 21 Aralık 1963’te Kıbrıs Türklerine karşı ada çapında katliam başlattı.

21 Nisan 1966 tarihli Patris gazetesinde yayınlanan Akritas Planına göre Türk halkı sindirilerek ada Yunanistan’a bağlanacaktı.

 

1967’de Rum saldırıları tekrar başladı. Yunanistan Ordusu’nun 15 bin askeri, gayri resmî olarak adaya yerleştirildi.

Türklere karşı sürdürülen sindirme politikasının durdurulması için Türkiye ve Yunanistan başbakanları arasında düzenlenen toplantı bir sonuç vermeyince,

Türkiye askerî müdahalede bulunacağını açıkladı.

 

TBMM hükûmete müdahale yetkisi verdi.

Türk uçakları Kıbrıs üzerinde uçmaya başladı.

Donanma ve çıkarma birlikleri harekete geçti.

ABD’nin arabuluculuğuyla Yunanistan birliklerinin geri çekilmesi sağlanınca, Türkiye harekâtı durdurdu.

Yunanistan’ın askerleri üç Türk köyünden geri çekilirken arkalarında 24 ölü bıraktılar .

1964’ten beri Türkiye’de bulunan Rauf Denktaş gizlice adaya gitti.

Denktaş, Yunanlarca tutuklandı ama Türkiye ve ABD’nin itirazı üzerine iade edildi.

1970’li yılların başlarında Yunanistan’ı kontrol eden askerî cunta yönetimi, II. Makarios’un tutumları ve enosisin yolunda ilerleme olmamasından dolayı

memnun değildi.

Cunta, 15 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs Ulusal Muhafız Birliği’ne emir vererek bu birliğin komutanının görevinden alınmasını ve adanın kontrolünü

Yunan subayların bulunduğu bu birliğin almasını istedi.

Birlik aynı gün Lefkoşa’daki Başkanlık Sarayı’nı bastı ve II. Makarios görevden alındı.

Nikos Sampson yeni hükûmetin devlet başkanı olduğu dünyaya ilan edildi.

Her ne kadar milliyetçi Rumlar tarafından darbe yapılsa da Yunanistan ile birleşmedi,

Kıbrıs’ın bağımsızlığı devam etti ve bağımlı bir yönetim olmadı.

Türkiye Cumhuriyeti, gerçekleştirilen darbe nedeniyle Zürih ve Londra Antlaşması’nın IV. maddesine istinaden gerçekleştirdiğini savunarak

20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye başbakanı Bülent Ecevit’in “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla Kıbrıs’a karadan ve havadan harekât başlattı.

Türk birlikleri, adaya indikten kısa bir süre sonra adanın büyük şehirlerinden bir olan Girne’ye girdi.

Başkent Lefkoşa’ya doğru ilerlemeye başladı.

22 Temmuz’da taarruz sonucunda Türk birlikleri önce Girne’ye girdi, daha sonra da başkent Lefkoşa’ya yöneldi.

Ateşkes başlamadan Girne-Lefkoşa hattı birleşti.

Geçici ateşkes ilan edildiyse de Rum birliklerinin bu ateşkes kurallarına uymaması sonucu 13 Ağustos’ta Türk birlikleri tekrar ilerlemeye başladı.

Türk birlikleri 14 Ağustos’ta başkent Lefkoşa’ya, 15 Ağustos’ta Lefke ve Mağusa’ya girdi.

Uluslararası baskılar sonucunda ateşkes ilan edildi ve adanın %37’si Türklerin kontrolüne geçti.

170.000 civarındaki Kıbrıslı Rum kuzeyde bulunan evlerinden göç ettirildi, 50.000 Kıbrıslı Türk ve daha sonra da

Türkiye’nin teşviki ile Türkiye’den gelen göçmenler ise bu evlere yerleştirildi.

KUZEY KIBRIS TÜRK CUNMHURİYENİ’NİN İLANI

Kıbrıs Harekâtı sonrasında 1976’da Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur.

15 Kasım 1983’te Kıbrıs Türk Federe Devleti meclisi Self-determinasyon hakkını kullanarak oybirliği ile aldığı bir kararla,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni ilan etmiştir.

KKTC’nin kuruluş bildirgesini kurucu cumhurbaşkanı Rauf Denktaş okudu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulması, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan’ın ve pek çok devletin yanı sıra

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin de tepkisini çekti.

Güvenlik Konseyi, 18 Kasım’da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınadı. 13 Mayıs 1984’te de Güvenlik Konseyi 550 sayılı kararı ile

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilanını ayrılıkçı bir hareket olarak tanımladı.

Kıbrıs Sorunu, dünyanın gündemine girdiğinden beri başta Birleşmiş Milletler bünyesindeki çalışmalar olmak üzere adanın birleştirilmesi gayesi ile

birçok faaliyet yürütülmüştür.

Fakat bunlardan bir sonuç alınmamıştır.

Bunlardan biri olan 2004 Annan Planı referandumu da Kıbrıslı Türklerin “kabulü” ve Rumların “hayırı” ile gerçekleşmemiştir.

1 Mayıs 2004’te Kıbrıs Cumhuriyeti tüm adayı temsilen Avrupa Birliği’ne girmişlerdir.

COĞRAFYA

Toprakları kuzeyde Dipkarpaz, batıda Güzelyurt, güneyde de Akıncılar’a doğru yayılır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Kıbrıs Cumhuriyeti toprakları arasında Birleşmiş Milletler’in kontrolünde tampon bölge bulunmaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin önemli yerleşim yerleri, başkent Lefkoşa, Girne, Gazimağusa, Güzelyurt ve İskele’dir.

KKTC, etkisinde bulunduğu Akdeniz ikliminden dolayı fazla yağış almaz. Genellikle sıcak ve kuraktır.

 

Kıbrıs’ın sahil kıyıları, aşağı yukarı yüz milyon senedir Chelonia Mydas ve caretta caretta kaplumbağaları tarafından ziyaret edilmektedir.

Bu canlılar yumurtlamak için Mayıs ve Ağustos ayları arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kumsallarına gelmektedirler.

Adanın kuzeyinde doğal mağaralar da bulunmaktadır.

Sarkıt ve dikitleri ile İncirli Mağarası, İnönü’deki Sütünlu Mağara, olmak üzere 85 adet civarındaki doğal mağara bulunmaktadır.

YÖNETİM VE POLİTİKA

Ana madde: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin devlet yapısı.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yarı başkanlık sistemi ile yönetilmektedir.

Cumhurbaşkanı aynı zamanda devlet başkanı, başbakan ise hükümetin başkanıdır. Ülkede çok partili demokratik bir rejim vardır.

Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve hükümet tarafından kullanılmaktadır.

Yasama yetkisi ise KKTC Cumhuriyet Meclisi’ne aittir.

KKTC Cumhurbaşkanı halk tarafından, 5 yıllık süre için seçilir. Bu görevi 30 Nisan 2015’ten beri Mustafa Akıncı yürütmektedir.

50 kişiden oluşan Cumhuriyet Meclisi halkın oylarıyla seçilmektedir.

2018 genel seçimlerinde Ulusal Birlik Partisi (UBP) birinci parti çıksa da, Cumhuriyetçi Türk Partisi, Halkın Partisi,

Toplumcu Demokrasi Partisi ve Demokrat Parti Tufan Erhürman başbakanlığındaki bir koalisyon hükûmeti olan 22. hükûmetle ülkeyi yönetmektedir.

ORDU

Ana madde: KKTC Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı

KKTC’nin Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (G.K.K.) adında tümen seviyesinde bir askeri birliği vardır.

G.K.K.’nda 18 ile 40 yaşları arasında zorunlu askerliğe alınmış 4000 kadar personel bulunmaktadır.

Bunun yanında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 11. Kolordu’su Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı (K.T.B.K.) yerleşmiş durumdadır.

DİL

Ana madde: Kıbrıs Türkçesi

Resmî dili Türkçedir. Bununla beraber halkın konuştuğu dil Türkiye Türkçesinin Kıbrıs ağzıdır.

Yazı dilinde 1940’lardan itibaren Latin harfleri kullanılmaktadır.

Kıbrıs ağzında Türkiye Türkçesinde kullanılmayan veya farklı anlam taşıyan bazı kelimeler bulunmaktadır.

Örneğin ayakça (pedal) ve macun (reçel).

NÜFUS

1745-1814 döneminde, Müslüman Türk Kıbrıslılar, Kıbrıs adasında Hristiyan Rum Kıbrıslılara karşı çoğunluğu oluşturmaktaydı

(bu dönemde, Türk Kıbrıslıların sayısı ada nüfusunun %75’ine kadar çıktı) (Drummond, 1745: 150.000’e 50.000; Kyprianos, 1777: 47.000’e 37.000;

De Vezin, 1788-1792: 60.000’e 20.000; John M. Kinneir 1814: 35.000’e 35,000)

Nüfusu 2013 genel nüfus sayımına göre 286.257 olup yerli Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’den gelen göçmenler olmak üzere iki esas zümreden oluşur.

Bu zümreler dışında Türkiye’den ve kısmen diğer ülkelerden işçi statüsünde çalışmak üzere gelenler yaşamaktadır.

Az sayıda Rum ve Maruni (Kıbrıs ağzında Maronit) doğuda Dipkarpaz, köyünde, kuzeyde Koruçam (Kormacit) ve Karpaşa köylerinde yaşamaktadır.

Adadaki Latin kökenli Müslümanlara “Linobamvaki” denir.

Kıbrıs Türklerinin bir kısmı 1955 yılından itibaren siyasi ve ekonomik sebeplerle ülke dışına göç etmişlerdir.

Özellikle Birleşik Krallık, Avustralya ve Türkiye Kıbrıs’tan büyük oranda göç almıştır.

Ülkeye uygulanan ekonomik ambargolar nedeniyle üçüncü ülkelere yapılan ticarette büyük zorluklar çekilmesi ülke dışına yapılan göçlerin

zaman içerisinde devamlılık kazanmasına yol açmıştır.

Yaz döneminde Türkiye ve diğer ülkelerden gelen turistler günlük nüfusun artmasına yol açmaktadır.

DİN

Günümüzde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nüfusu 2011 yılı itibarıyla 286.257’dir.

Çeşitli kaynaklarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Müslüman nüfus oranının %98,71 ile %99 oranında yer aldığı belirtilmektedir.

%0,5 oranındaki halkın Ortodoks Hristiyan, %0,2 oranında halkın Maruni Hristiyan, geriye kalanların ise diğer dini inançlarının bulunduğu belirtilmiştir.

Müslüman nüfus geleneğe bağlı olarak Sünni inancın Hanefi mezhebine bağlıdır.

Din İşleri Dairesi Müslümanların dinî ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktadır.

Din hizmeti veren personelin bir kısmı Türkiye’den sağlanmaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bir Alevi azınlığı bulunmaktadır.

Nüfusunun çok az kısmını oluşturan Ortodoks Rumlar ve Katolik Maruniler de bulunmaktadır.

Frenk (1192-1489) ve Venedikler (1489-1571) Rum Ortodoks Kilisesinin dinsel özgürlüğünü ortadan kaldırıp yerine Latin kilisesinin kurallarını uyguladılar.

Osmanlılar, adada var olan tüm dinlere karşı saygı ve hoşgörü göstermiştir.

Birçok Rum Ortodoks Kilisesi Frenk ve Venedik döneminde yıkılmaya yüz tutmuştu.

Osmanlı yetkilileri bunların kullanım için tamirine ve düzeltilmesine yardımcı oldu.

Rum Ortodoks Kilisesine ayrıca dinî binalara ek olarak toprak ve bağımsızlığını sürdürebileceği tam bir özgürlük verildi.

EĞİTİM

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti eğitim sistemi genel olarak üç bölüm olarak değerlendirilir; bunlar temel eğitim, orta eğitim ve yükseköğretimdir.

Ülkede 5 yaşından 15 yaşına kadar süren zorunlu temel eğitim, ücretsizdir.

Temel eğitim anaokulu, ilkokul ve ortaokul eğitimini kapsamaktadır.

5 yaş öncesi okul öncesi eğitim ise temel eğitime dahil olmasına rağmen zorunlu değildir.

Zorunlu temel eğitimi orta öğretim dönemi takip eder.

Bu dönem zorunlu olmayıp süresi değişebilmektedir. Lise, lise kolej, meslek lisesi, fen lisesi ve pratik sanat okulunda eğitim üç yıldır.

Güzel sanatlar lisesi, Anadolu lisesi, teknik lise ve turizm otelcilik okullarında eğitim dört yıllıktır.

Orta eğitimden sonra yükseköğrenim dönemi gelmektedir.

Bu dönemde ise önlisans, lisans, lisansüstü ve doktora eğitimi verilir.

18 veya 19 yaşında orta eğitimi bitiren öğrenciler, isteğe bağlı olarak yükseköğrenime devam edebilirler.

Ülkede 2017-2018 öğretim yılı itibarı ile ilkokul ve ortaokul düzeyinde okullaşma oranı %100, lise düzeyinde okullaşma oranı %65’tir.

YÜKSEKÖĞRENİM

Milli Eğitim Yasası’na göre yükseköğretim, orta öğretime dayalı en az iki yıllık yükseköğretim veren eğitimin tümünü kapsar.

Liselerden herhangi birini başarı ile tamamlayan öğrenciler, yükseköğrenim kurumlarının koşullarına bağlı olmak kaydıyla

bu kurumdan yararlanma hakkına sahiptirler. Ülkede yükseköğretim paralıdır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki üniversitelerde öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrencilerin sayısı 13,396 iken

Türkiye’de öğrenim gören Kıbrıslı Türk öğrenci sayısı 943 ve 3. Ülkelerde öğrenim gören öğrenci sayısı 331’dir.

Diğer taraftan yurt dışından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üniversitelerine başvuran öğrenci sayısında sürekli olarak artış görülmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde öğrenim gören yabancı öğrencilerden 55,903 öğrenci gibi büyük çoğunluk Türkiye’den gelmekle birlikte,

üçüncü ülkelerden ise 31,483 öğrenci gelmektedir.

Üniversitelerin çoğu yüksek lisans ve doktora programları gibi yüksek lisans olanakları sağlamaktadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki Atatürk Öğretmen Akademisi, Akdeniz Karpaz Üniversitesi, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi,

İstanbul Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs, Uluslararası Final Üniversitesi, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi,

Ada Kent Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Kuzey Kıbrıs Kampüsü,

Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Kıbrıs İlim Üniversitesi, Girne Üniversitesi,

Kıbrıs Sağlık ve Toplum Bilimleri Üniversitesi’nde 2017-2018 öğretim yılı itibarıyla toplamda 101,026 öğrenci vardır.

Mevcut 17 üniversitenin Türkiye’deki YÖK tarafından denkliği onaylanmıştır.

DAÜ ve YDÜ, Avrupa Üniversiteler Birliği’nin (EUA – European University Association) tam üyesidir.

Bunun yanı sıra  KKTC’deki birçok üniversitenin Uluslararası Üniversiteler Birliği (IAU – International Association of Universities) ve

İslam Dünyası Üniversiteleri Federasyonu (FUIW – Federation of the Universities of the Islamic World) üyeliği başta olmak üzere

birçok uluslararası üyelikleri ve akreditasyonları bulunmaktadır. Girne Amerikan Üniversitesi, Birleşik Krallık’ta Canterbury’de 2009 yılında kampüs açmıştır,

bu kampüsün denkliği 2010 yılında İngiliz Akreditasyon Konseyi tarafından kabul edilmiştir.

Ayrıca Girne Amerikan Üniversitesi’nin, Amerika’da, Moldova’da, Türkiye ve Hong Kong’da ve Sri Lanka’da kampüsleri bulunmaktadır.

13 Ağustos 2010’da, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Eğitim Bilimleri Derneği (KEB-DER) Avrupa Eğitim Araştırmaları Birliği’ne tam üye olmuştur.

PARA BİRİMİ

Kıbrıs’ta aynı Türkiye’de olduğu gibi Türk lirası geçerlidir ve kullanılmaktadır.

Günlük alışverişlerde Türk lirası kullanılarak alışveriş yapılabilir.

Ancak uluslararası bazı kurumlar Türk lirası değil de başka para birimleri üzerinden işlem yapabilir.

Bunun için de eldeki Türk parasını istenilen para birimine çevirtmek gerekmektedir.

ACİL TELEFONLAR

    • Yangın                   199
    • Polis İmdat           155
    • Orman Yangını    177
    • Acil Sağlık             112
    • Sahil Güvenlik     158
    • Meteoroloji          166

 

Lefkoşa Acil Telefonlar

    • Polis                     228 33 11
    • Hastane              228 54 41
    • Elektrik               225 34 36
    • Belediye              228 52 21 –   228 43 87

Mağusa Acil Telefonlar

    • Polis                    366 53 10 / 53
    • Hastane              366 53 28
    • Elektrik               366 55 14
    • Belediye              366 45 56 / 09

 

Girne Acil Telefonlar

    • Polis                     815 20 14 / 21
    • Hastane              815 22 66
    • Elektrik               815 22 23
    • Belediye              815 18 84 / 21

 

Güzelyurt Acil Telefonlar

    • Polis                    714 21 40 / 41
    • Hastane              723 63 29
    • Elektrik              714 21 22
    • Belediye              714 20 18 / 33 00

 

İskele Acil Telefonlar

    • Polis                    371 23 33
    • Hastane              371 23 19
    • Elektrik               371 25 60
    • Belediye              714 20 18 / 33 00

 

KÜLTÜR

Müzik

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde zamanla birçok müzik grubu ve sanatçı yetişmiştir.

Bunlar genelde klasik müzik, opera, pop, Türk sanat müziği, Türk halk müziği, rap gibi müzik türlerini icra ederler.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Türkiye’de faaliyet gösteren birçok Kıbrıslı Türk sanatçı vardır.

Bunlardan önde gelenleri şunlardır: Rüya Taner, Ziynet Sali, Işın Karaca, Babutsa, Koray Çapanoğlu, Kıbrıs Müzik Yolcuları, Grup SOS, Fikri Karayel, Buray Hoşsöz.

MUTFAK KÜLTÜRÜ

Kıbrıs Türk mutfağı, Türk mutfağı ve Kıbrıs Rum mutfağı ile benzerlikler göstermektedir.

Bu çerçevede şeftali kebabı ve pilavuna gibi yemekler, molehiya, pirohu, koyun sütünden yapılmış hellim ve hellim kızartması,

hellimli, tatlı olarak da macun, gullurikya, şamişi ve ekmek kadayıfı anılabilir.

SANAT

Özellikle fotoğrafçılık, heykelcilik (heykeltıraşlık), resim vb. görsel sanatlar gelişmiştir.

SPOR

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, kendisine uygulanan ambargolar yüzünden spor alanında uluslararası organizasyonlara üye olamamaktadır.

Ülkede kurulmuş olan Millî Olimpiyat Komitesi, Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından tanınmamaktadır.

Başta futbol olmak üzere tüm dallarda KKTC takımlarının uluslararası arenada mücadele etmesi Kıbrıs Cumhuriyeti hükümeti tarafından engellenmektedir.

Bazı Kıbrıs Türk sporcular bu nedenle Türkiye ve Rum takımlarında forma giymektedir.

Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu, NF-Board’un kurucu üyelerindendir.

BASIN

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde basın özgürlüğü, Anayasa’nın 26. maddesince garanti altına alınmıştır.

Bu maddeye göre basın ve duyuru hakkı tüm vatandaşlar için serbesttir ve sansür uygulanamaz.

Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRT) kamu yayıncılığı yapmakta olup

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin ilk televizyon kanalıdır.

BRT 1 ve BRT 2 adında iki televizyon kanalının yanında beş adet de radyo ile kamusal yayıncılık yapmaktadır.

Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) bir devlet kurumu olarak haber ajansı faaliyeti yürütmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde altısı yerli üçü yabancı toplam dokuz haber ajansı, on üç günlük gazete, dört haftalık dergi, dört aylık dergi,

altı televizyon kanalı ve yirmi bir radyo kanalı faaliyetlerine devam etmektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde TRT de izlenebilmektedir.

TURİZM

Girne limanı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en büyük gelirlerinden biri olan turizmin ülkede büyük bir yeri vardır. Ülke iklimi tüm yıl boyunca tatil için olanaklar sağlar.

Yağışlar Aralık ve Ocak aylarında yoğunlaşıp ortalama deniz sıcaklığı altı ayı aşkın bir süre 20 °C dir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bahar aylarında saran yabani çiçekleriyle ve havayı dolduran portakal, limon ve greyfurt çiçeği kokularıyla ünlüdür.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sahilleri yüzmek için Akdeniz’in elverişli ve güvenli, mekânlarındandır.

Çoğu tatil tesislerinin modern yüzme havuzları yanında, doğu Akdeniz’in serin suları için güzel sahilleri bulunur.

Adanın iç kesiminde, Beşparmak Dağları güneyinde, geniş Mesarya ovası, Ercan Havalimanı ve ülkenin başkenti Lefkoşa bulunmaktadır.

Lefkoşa şehrinin tarihi merkezi etrafı 5.5 km uzunluğunda şehir duvarı ile çevrilidir ve bu duvar hâlâ sağlamdır.

Girişteki kapı Osmanlılar tarafından yapılmıştır.

Doğu sahili boyunca tarihî, gelişmiş Gazimağusa kenti ve onun yanında Salamis antik kenti yer alır.

Adanın en büyük yarımadası olan Karpaz yarımadası yeşil kaplumbağaların yumurtlama mekânıdır.

Burada özel alanlar vardır ve giriş çıkış yasaktır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gezilecek yerler arasında Lefkoşa, Venedik Sütunu, Girne Kapısı, Selimiye Cami, Yeşil Hat, Girne Eski Liman,

Girne Kalesi, Bellapais Manastırı, St. Hilarion Kalesi, Gazimağusa şehri ve tarihi Gazimağusa Limanı, St. Barnabas Manastırı,

Kertikli Hamamı, Namık Kemal Müzesi, Salamis Harabeleri, Othello Kalesi, Lala Mustafa Paşa Camii, Karpaz yer alır.

Egzotik Kıbrıs mutfağı, kendi tarihî ve deniz kültürünü yansıtması yanında, doğu ve batı kültürünün de ortak bir sentezidir.

Ülkede 2009 yılı itibarı ile 119 turistik konaklama tesisi, 15 diğer konaklama tesisi, 144 turizm ve seyahat acentesi, 25 casino ve 250 turistik restoran bulunmaktadır.

Ülkedeki rehber sayısı 1192’dir. Toplam 9224 kişi turizm sektöründe çalışmaktadır.

DIŞ İLİŞKİLER

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti resmî adı ile Türkiye haricinde tanınmamaktadır.

Bağımsızlık ilanından sonra Pakistan ve Bangladeş de KKTC’yi tanıdığını ilan etse de uluslararası baskılar sonucunda bundan vazgeçmişlerdir.

1992’de Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Meclisi’nin yetkisi olmadığı halde KKTC’nin tanınmasına ilişkin karar aldığına dair bilgi aktarılmaktadır.

Azerbaycan-Kuzey Kıbrıs arasındaki ilişkiler aralarına Türkiye’yi de katarak “bir millet, üç devlet” anlayışının gelişmesine ve bu anlayışın söz konusu

ilişkilere yön vermesine yol açmış olsa da Azerbaycan Dağlık Karabağ sorunu yüzünden KKTC’yi resmen tanımamaktadır.

Haziran 2004’te İslam Konferansı Örgütü dışişleri bakanları “Kıbrıs Türk Toplumu” sıfatıyla gözlemci olarak katılan KKTC’nin Annan Planı’nda kullanılan

“Kıbrıs Türk Devleti” tanımıyla katılmasını kararlaştırmışlardır.

29 Nisan 2004 tarihinde Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından kabul edilen 1376 sayılı kararda

Kıbrıs Türk toplumu seçilmiş temsilcilerinin AKPA çalışmalarına katılabilmelerine imkân verilmesine karar verilmiştir.

Bu karar doğrultusunda Kıbrıslı Türkler AKPA’da temsil edilmeye başlamış ve asamble toplantılarına 2 temsilci ile gözlemci statüsünde katılmaktadır.

2005’te Gambiya, Batı Afrika ülkesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni diplomatik ilişkiler kurmaya hazır olduğunu açıklamıştır.

2008’de Katar’da “KKTC Ticaret ve Turizm Ofisi” adıyla temsilciliğini açmıştır.

2004 Nisan’ında yapılan Annan Planı referandumundan bugüne uluslararası camia KKTC ile var olan ilişkilerini iyileştirmeye başladı.

Avrupa Birliği’nin genişlemesinden sorumlu üyesi Günter Verheugen raporunda bu şartlar göz önünde tutulursa

AB ülkelerinin KKTC’de temsilcilikler açabileceklerini söyledi.

AB KKTC’ye 259 Milyon Euro yardım taahhüt etti. Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından engellenmeye çalışan bu yardımı KKTC direkt olarak almak istemektedir.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat görevi sırasında dünya liderleri ile görüşmelerine devam etti.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Birleşik Krallık eski Dışişleri Bakanı Jack Straw ile görüşmelerde bulundu.

Ayrıca 2006 Ağustos’unda eski Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref tarafından Cumhurbaşkanı sıfatı ile ağırlandı.

5 Mayıs 2010’da, Kuzey Kıbrıs’ı temsilen Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Avrupa Küçük Ölçekli İşletmeler Birliği’ne (ESBA) tam üye oldu.

Ekim 2011’de Libya, KKTC ile işbirliği protokolü imzaladı.

DENİZ

Kıbrıs’ta deniz suyu sıcaklığı ortalama 21 derece. Sıcaklığın en yüksek olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında ise 27 – 28 dereceye kadar yükselebiliyor.

Kıbrıs, bir ada olduğundan deniz girilebilecek noktaları saymakla bitmez.

Ancak yine de akılda kalan güzellikleri sıralamaya çalışacağız.

Kıbrıs Altın Kumsal’ı Gazimağusa’da yer alıyor ve incecik kumuyla dünyanın en güzel plajları arasında gösteriliyor.

Gazimağusa plajları arasında Kıbrıs Glapsides Plajı gibi hem doğa, hem de eğlence sunan daha birçok seçenek var.

Kıbrıs plajlarının en iyilerini sıralarken Konnos Koyu’nu da unutmamalıyız.

Mavi bayraklı Konnos Koyu, gizli mağaralarıyla tam bir doğal vaha. Bunun yanı sıra, Kıbrıs Escape Plajı daha hareketli bir “beach” isteyenlerin buluşma noktası.

Kıbrıs Escape Plajı ücreti her sene güncelleniyor. Girne plaj ücretleri ve diğer bölgeler her sene değişikliğe uğradığından gitmeden önce kontrol etmekte fayda var.

Caretta carettaların ve yeşil kaplumbağaların yumurtlama bölgesi olan Alagadi Plajı ise yine Girne’ye yaklaşık on beş kilometre uzaklıktaki

bir doğa harikası olarak biliniyor. Tüm bunların yanı sıra Lefkoşa’da bulunan Yeşilırmak Plajı da Kıbrıs severlerin tutkun olduğu şirin ve sakin bir koy.

KIBRIS’TA ALIŞVERİŞ

Kıbrıs’ta ne ucuz diyecek olursan aslında birkaç noktaya değinmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Öncelikle Kıbrıs market fiyatları, ürün kalitesine bakıldığında oldukça ekonomik. Bu tarifeye Kıbrıs alkol fiyatları da dahil. Vergilendirme nedeniyle oldukça ucuz olan alkol sayesinde Kıbrıs gece hayatı fiyatları da fahiş oranlara yükselmiyor.

Kıbrıs otel fiyatları ise mevsimine ve rezervasyonun yapıldığı tarihe göre değişiyor. Özellikle merkez niteliğinde olan Kıbrıs tatil yerlerinden Girne, yaz aylarına yaklaştıkça fiyatını katlıyor. Kıbrıs konaklama ve alışveriş açısından oldukça ekonomik olsa da çok yakın tarihler ve konum devreye girdiğinde farklı fiyatlandırmaya sahip olabiliyor.